2021 yılının “yükselen” 10 teknolojisi belirlendi

Yeni tip corona virüs (Covid-19) salgınıyla halk ve etraf sıhhatine ait kaygılar artarken, bu yılın kıymetli teknolojileri ortasında iklim değişikliğiyle uğraşa ve besin üretiminin sürdürebilirliğine yönelik tahliller öne çıkıyor.

Dünya Ekonomik Forumu ve Scientific American mecmuası, iklim değişikliğine, güç kullanımını azaltmaya, sürdürülebilir besin üretimine ve global sıhhati düzgünleştirme üzere global problemlere yenilikçi tahliller üreten, insan sıhhatini güzelleştirecek, toplumsal hayata ve iktisada katkı sunan, yılın 10 değerli teknolojisini belirledi.

Bu yılın yükselen 10 teknolojisi ortasında birinci sırada “dekarbonizasyon teknolojileri” yer alırken, bu teknolojiyi “kendi kendine gübrelenen bitkiler”, “hastalık teşhis eden nefes sensörleri”, “eczanelerde isteğe bağlı ilaç üretimi” ve “5G ile kablosuz şarj” izliyor.

Gelişen başka teknolojiler ortasında “sağlıklı yaşlanma için mühendislik”, “yeşil amonyak”, ” kablosuz biyosensörler”, “yerel üretim için 3D yazıcılar” ve “uzay tabanlı objelerin interneti” de yer alıyor.

İKLİM VE BESİN ALANINDAKİ TEKNOLOJİLER

Ülkeler iklim değişikliğiyle gayret konusundaki taahhütlerini yerine getirmek için yarışırken, daha düşük karbon ayak izi tahlilleri sunan yahut havadaki karbondioksidi emen çok sayıda teknolojinin süratle büyümesi öngörülüyor.

Net sıfır emisyonlu klimalar, düşük karbon emisyonlu çimento, yenilenebilir güç kaynakları ve etsiz protein üretimi “dekarbonizayon teknolojileri” içinde yer alıyor.

Dünyanın nüfusu artarken besin kaynakları ise gün geçtikçe daha da azalıyor. Bu bahiste yenilikle büyük adımlar atılmadıkça besin talebinin arz ölçüsünü geçmesi beklenen olacağı belirtiliyor.

Bitkiler, büyümeleri ve büyük ölçülerde besin üretimi için gerekli olan azotu sağlamak için gübrelere muhtaçlık duyuyor. Dünyanın artan nüfusuna besin sağlayabilmenin tahlili olarak büyük ölçüde amonyak azotu içeren endüstriyel gübreler gösteriliyor.

Yeni mühendislik yaklaşımlarıyla, bitki kökleri ile tabiatta oluşan toprak bakterileri ortasındaki simbiyotik ilgiyi taklit ederek bitkilerinin kendi gübrelerini üretmeleri sağlanıyor. Bu teknolojinin tarım başta olmak üzere besin üzere birçok bölüme katkı sağlaması bekleniyor.

HASTALIK TEŞHİS EDEN NEFES SENSÖRLERİ

İnsan nefesi 800’den fazla bileşen içerirken, yeni nefes sensörlerinin bu bileşenleri tahlil ederek hastalıkları teşhis etmesi hedefleniyor.

Erken basamak testlerin, nefes algılama teknolojilerinin Covid-19, tüberküloz ve kanseri teşhis etme potansiyelini ortaya koyduğu belirtiliyor.

Halihazırda ilaçlar geniş tedarik zinciriyle üretilirken, mikroakışkanlar ve isteğe bağlı ilaç üretimindeki son gelişmeler, antidepresanlar ve antihistaminikler üzere yaygın ilaçların, mahallî eczanelerde bireye özel çeşitli formülasyona nazaran yapılması imkanını ortaya çıkardığı kaydediliyor. Bu teknolojilerle insanların reçetelerini göstererek eczanelerde kendilerine özel hazırlanan ilaçları alabilmesi öngörülüyor.

Dünya Sıhhat Örgütü, 2015 ve 2050 ortasında dünya nüfusunda 60 yaşındaki kişi sayısının yüzde 12’den yüzde 22’ye yükseleceğini varsayım ediyor. Bunun sıhhat ve toplumsal ömürde büyük zorluklara sebep olması beklenirken, yaşlanmanın moleküler sistemlerini ortaya çıkaracak teknoloji ile insanların yalnızca daha uzun değil birebir vakitte daha sağlıklı hayatlar sürebilmesi amaçlanıyor.

5G SİNYALLERİ İLE ŞARJ ETME

Bu yılın öne çıkan başka teknolojik tahlilleriyle, akıllı saatler üzere çalışması için fazla güç gerektirmeyen aygıtların yakında Wi-Fi ve 5G sinyalleri aracılığıyla kablosuz olarak şarj edilebilmesi öngörülüyor.

Diyabet ve kanser üzere kronik hastalıkların izlenmesi, muhakkak biyolojik belirteçleri belirlemek ve izlemek için sık sık kan testi yapılması gerekirken, giysilere takılan yahut giyilebilir sensörlerdeki yeniliklerle bu hayati bilginin yakında daima olarak izlenebilmesi amaçlanıyor.

3D yazıcılarla lokal materyal kullanılarak konutlar inşa edilebilmesi hedeflenirken, Covid-19 salgınında daha da kıymetli hale gelen konut sıkıntısına tahlil bulunarak, dünyada 1,6 milyar insan için yetersiz konut meselesinin üstesinden gelinebilmesi öngörülüyor. Böylelikle inşaat materyallerinin alana taşınmasında vakitten, paradan ve güçten tasarruf edilmesi amaçlanıyor.

Yapılan araştırmalara nazaran bugün internete 10-11 milyar aygıtın (nesnelerin interneti) bağlı olduğu varsayım edilirken, bu sayının önümüzdeki 10 yıl içinde iki katından fazla artması bekleniyor. İrtibat ve otomasyonda objelerin internetinin yararlarını en üst seviyeye çıkarmak, aygıtların dünya çapında yayılmasını gerektiriyor. İnternet ağları dünyanın yarısından daha azını kapsarken, temasta büyük boşluklar oluşuyor. Uzay tabanlı objelerin interneti sisteminin, dünyadan birkaç yüz kilometre uzakta yörüngede dönen düşük maliyetli, düşük yüklü nano uydulardan oluşan bir ağ kullanarak bu boşlukları kapatabileceği hesaplanıyor. Bu teknolojiyle daha evvel erişilemeyen yahut bağlanması güç olan bölgelerin de internete bağlanabilmesi hedefleniyor.